En novembre 2016 plusieurs événements sont venus secouer la communauté turque de Belgique.
Une manifestation "pro-kurde" a été autorisée tandis qu'une manifestation "pro-turque" a été refusée. Pourquoi les autorités autorisent-elles une manifestation dans laquelle se trouvent des personnes qui soutiennent également l'organisation terroriste PKK ?
Du coup, la communauté turque de Belgique se demande à quoi servent leurs élus d'origine turque, eux qui sont habitués à profiter du communautarisme et du nationalisme pour faire leur campagne à chaque élection ? Une grande partie a fini par comprendre que ce ne sont que des larbins : ils s'en tiennent à la position des chefs de parti et se taisent afin de ne pas perdre leurs mandats.
Suite à cette provocation des jeunes ont attaqué le siège de l'institut kurde de Bruxelles, située sur la rue Bonneels à Saint-Josse.
Sur certaines questions importantes et sensibles pour la communauté turque, les mandataires politiques se contentent de baratiner leurs concitoyens car une grande majorité de la population turque ne comprend pas grand chose à la politique et ils en profitent.
Pourquoi continuent-ils de soutenir les candidats du PS et du cdh (affaire Mahinur) et pas ceux qui se trouvent dans d'autres partis ?
Suite à l'installation d'une tente du PKK sur le territoire bruxellois, plusieurs habitants se sont demandés pourquoi leurs élus d'origine turque n'ont pas fait le nécessaire pour empêcher ce genre de provocation publique ?
Lorsqu'ils posent la question à Emir Kir sur les réseaux sociaux (voir plus bas) il ne répond pas clairement à la question. Il aurait dû interpeller son camarade socialiste et bourgmestre bruxellois Yvan Mayeur. Il aurait dû lui demander de ne pas autoriser ce type de manifestation à Bruxelles (qui est d'ailleurs passé devant la maison communale de Saint-Josse)
Rappelons au passage que l'élu Sevket Temiz est aussi conseiller communal et conseiller de police PS de la ville de Bruxelles). Il semble donc que certains d'entre eux préfèrent jouer un double jeu : ne pas fâcher les chefs du parti (qui ne comprennent absolument rien de ce qu'il se passe en Turquie) et baratiner les électeurs turcs de Belgique (qui ne comprennent rien de ce qu'il se passe sur le plan politique : le travail et l'influence des conseillers communaux, conseillers de police, députés, bourgmestres, échevins, mandataires de partis, etc.)
En ce qui concerne la "Tente pour la paix" sur l'esplanade Madou, ce n'était que de la poudre aux yeux, une opération de communication de la part du bourgmestre de Saint-Josse pour redorer son image auprès de la communauté turque. Opération qui s'est avérée être un fiasco.
Suite à cela plusieurs personnalités d'origine turque ont appelé à boycotter le PS.
Emir Kir ne pèse pas beaucoup au sein du PS, il n'est qu'un objet de communication utilisé par le PS pour faire des voix dans la communauté turque pendant que lui passe son temps baratiner ses potentiels électeurs lors des mariages, événements auxquels il assiste. Cependant ses anciens fans ont commencé à s'en rendre compte et ont cessé de le soutenir. C'est d'ailleurs avec leur aide que j'ai pu rédiger ces 2 autres articles :
Je ne peux donner qu'un seul conseil à mes frères et concitoyens d'origine turque : se trouver un autre représentant dans leur communauté et boycotter ces partis PS, sp-a, cdh qui jouent avec leurs pieds en période électorale pour ensuite leur cracher dessus.
Divers
Présence d'Emir Kir à une réunion avec le HDP (on reconnait aussi le député bruxellois du cdh Ahmed El Khannouss) :
-----------------------------------------------
Article Yenivatan : http://www.yenivatan.be/artik-pse-oy-yok/
90’lı yılların ortalarında, dönemin Belçika hükümeti yabancı
kökenlilere vatandaşlık konusunda bir takım kolaylıklar sağladı. Dönemin
siyasi partilerinin kapılarını Türk kökenlilere açmasıyla ise,
Belçikalı Türklerin Belçika siyasetiyle tanışmasına vesile oldu.
Birçok Türk, farklı farklı partilerden aday olarak, güzel vaatler karşılığında Türk toplumundan oy istedi. Oy uğruna cami kapısından geçmeyenler, camilere gelip dindar, ardından Atatürkçü derneğine giderek bir numaralı Atatürkçü oldular. Türklerin oy kullanmadığı dönemlerde PKK’lılara yardım eden partileri şirin gösterenler de oldu, İslam karşıtı partileri Müslüman dostu gösterenler de. Velhasılı kelam, bu durum bugüne kadar bir şekilde sürüp geldi.
Ancak o dönemde bu süreci en iyi şekilde kullanan parti şüphesiz Sosyalist Parti oldu.
Fakat bu son dönemde, birçok vatandaşın ciddi ciddi “Artık PS’e oy yok” dediğine şahit oluyoruz. Sebebi sorulunca, farklı türlerden sesler çıkıyor. Kimisi ilgisizlikten, kimizi haksızlıktan, kimisi Türkiye düşmanlığından, kimisi iş bulamamaktan, kimisi sözde Ermeni soykırımı tasarısından vs… gibi konulardan şikayetçi.
***
Bunun en bariz örneğine geçtiğimiz Cumartesi günü Brüksel’de “Küçük Anadolu” diye adlandırılan mahallede düzenlenen ve bayramdan sonra her şeye benzeyen sözde esnaf bayramında şahit olduk.
Brüksel Bölge Milletvekili Hasan Koyuncu ile sözde bayramın yapıldığı sokakları turlarken, Saint-Josse belediyesi sınırları içerisinde ikamet eden ve çok yakinen tanıdığım bir ağabey, Hasan Koyuncu’yu yoldan çevirdi. İlk önce Hasan Koyuncu’ya ailecek 20 oyları olduğunu hatırlatan vatandaş, “Fakat bundan sonra PS’e 1 tane oyumuz yok.” diyerek cümlesini devam ettirdi ve Belçikalı Türk olarak hissettikleri hayal kırıklıklarından söz etti.
Oradan ayrıldıktan sonra daha önce uyarılarımı ciddiye almayan Hasan Koyuncu bir hayli şaşırmış ve işin ciddiyetini anlamış gibi görünürken, artık parti olarak bir şeylerin yapılması gerektiğini izah etti.
Fazla zaman geçmeden iki arkadaşla bir kahvehanenin terasına oturduk. Birisi Schaerbeek’te PS’li belediye meclis üyesi diğeriyse aynı belediyeden PS’li belediye meclis üyesi olan bir bayanın eşi. Her ikisi de tuzu kuru olan vatandaşlarımızdan. Olayı her ikisine de anlattım fakat kabullenmek istemediler. “Paşa gönlünüz bilir.” dedim geçtim. Aslında çok da önemli değil. Yarın durumun ciddiyetini farkederler fakat iş işten geçmiş olur.
***
Özellikle bu son yıllarda sahalarda aktif olan birisi olarak Türk toplumunun artık Sosyalist Parti’ye karşı olumsuz düşünmeye başladığını gözlemlediğimi üstüne basa basa sölüyorum. Artık birçok vatandaş yeni alternatifler peşinde. Bu durumu birçok Sosyalist Partili seçilmiş arkadaşlara defalarca iletmiş olmama rağmen, pek ciddiye alınmadım.
Kısa adı PS olan Sosyalist Parti, Türk toplumunu yakından ilgilendiren konuları bir dönem seçim malzemesi yapmasını bildi ve o süreci iyi kullanarak uzun süre Türklerin büyük ölçüde oy alan parti oldu. Yıllarca “Liberaller kazanırsa sosyal yardımlarınız kesilir” gibi korku politikasına dayanan ve buna benzer örnek gösterebilecek çok sayıda propagandalar yapıldı ve bu sayede de çok oy toplandı. Bunlar yapılırken Türk toplumunu memnun edecek fikirler üretilemedi.
Ancak yanlış propagandaların bir süre sonra bir şekilde sona ereceği hesaba katılmadı. 90’lı yılların sonuna doğru dünyaya gelenler artık oy kullanma çağındalar. Bu jenerasyona ait gençler, dedeleri gibi veya babaları gibi düşünmüyorlar. Birçoğu eğitim görüyor ve neyin ne olduğunun farkında. Dedeleri gibi biraz para biriktirip Türkiye’ye göç etme derdinde değiller. Bu gençleri dedeleri gibi veya babaları gibi kandırmak veyahut kafalamak öyle kolay iş değil.
Daha önceki yazılarda da belirttim. Şayet bu gençler için bir şeyler yapılmazsa, şimdiki seçilmiş arkadaşlarımızın birçoğu gelecekte seçilemezler. Bu seçilmiş arkadaşlarımız zaten Belçikalılardan oy alamıyorlar.
Bizden uyarması. Koltuklarında oturarak toz pembe hayaller görenler artık ya gerçekleri görüp bu toplumun sorunlarıyla ciddi bir şekilde ilgilenirler ya da gün gelir o koltuklardan alaşağı olurlar. Bu şekilde de o toz pembe rüyalı son bulur.
Cafer Yıldırımer
Birçok Türk, farklı farklı partilerden aday olarak, güzel vaatler karşılığında Türk toplumundan oy istedi. Oy uğruna cami kapısından geçmeyenler, camilere gelip dindar, ardından Atatürkçü derneğine giderek bir numaralı Atatürkçü oldular. Türklerin oy kullanmadığı dönemlerde PKK’lılara yardım eden partileri şirin gösterenler de oldu, İslam karşıtı partileri Müslüman dostu gösterenler de. Velhasılı kelam, bu durum bugüne kadar bir şekilde sürüp geldi.
Ancak o dönemde bu süreci en iyi şekilde kullanan parti şüphesiz Sosyalist Parti oldu.
Fakat bu son dönemde, birçok vatandaşın ciddi ciddi “Artık PS’e oy yok” dediğine şahit oluyoruz. Sebebi sorulunca, farklı türlerden sesler çıkıyor. Kimisi ilgisizlikten, kimizi haksızlıktan, kimisi Türkiye düşmanlığından, kimisi iş bulamamaktan, kimisi sözde Ermeni soykırımı tasarısından vs… gibi konulardan şikayetçi.
***
Bunun en bariz örneğine geçtiğimiz Cumartesi günü Brüksel’de “Küçük Anadolu” diye adlandırılan mahallede düzenlenen ve bayramdan sonra her şeye benzeyen sözde esnaf bayramında şahit olduk.
Brüksel Bölge Milletvekili Hasan Koyuncu ile sözde bayramın yapıldığı sokakları turlarken, Saint-Josse belediyesi sınırları içerisinde ikamet eden ve çok yakinen tanıdığım bir ağabey, Hasan Koyuncu’yu yoldan çevirdi. İlk önce Hasan Koyuncu’ya ailecek 20 oyları olduğunu hatırlatan vatandaş, “Fakat bundan sonra PS’e 1 tane oyumuz yok.” diyerek cümlesini devam ettirdi ve Belçikalı Türk olarak hissettikleri hayal kırıklıklarından söz etti.
Oradan ayrıldıktan sonra daha önce uyarılarımı ciddiye almayan Hasan Koyuncu bir hayli şaşırmış ve işin ciddiyetini anlamış gibi görünürken, artık parti olarak bir şeylerin yapılması gerektiğini izah etti.
Fazla zaman geçmeden iki arkadaşla bir kahvehanenin terasına oturduk. Birisi Schaerbeek’te PS’li belediye meclis üyesi diğeriyse aynı belediyeden PS’li belediye meclis üyesi olan bir bayanın eşi. Her ikisi de tuzu kuru olan vatandaşlarımızdan. Olayı her ikisine de anlattım fakat kabullenmek istemediler. “Paşa gönlünüz bilir.” dedim geçtim. Aslında çok da önemli değil. Yarın durumun ciddiyetini farkederler fakat iş işten geçmiş olur.
***
Özellikle bu son yıllarda sahalarda aktif olan birisi olarak Türk toplumunun artık Sosyalist Parti’ye karşı olumsuz düşünmeye başladığını gözlemlediğimi üstüne basa basa sölüyorum. Artık birçok vatandaş yeni alternatifler peşinde. Bu durumu birçok Sosyalist Partili seçilmiş arkadaşlara defalarca iletmiş olmama rağmen, pek ciddiye alınmadım.
Kısa adı PS olan Sosyalist Parti, Türk toplumunu yakından ilgilendiren konuları bir dönem seçim malzemesi yapmasını bildi ve o süreci iyi kullanarak uzun süre Türklerin büyük ölçüde oy alan parti oldu. Yıllarca “Liberaller kazanırsa sosyal yardımlarınız kesilir” gibi korku politikasına dayanan ve buna benzer örnek gösterebilecek çok sayıda propagandalar yapıldı ve bu sayede de çok oy toplandı. Bunlar yapılırken Türk toplumunu memnun edecek fikirler üretilemedi.
Ancak yanlış propagandaların bir süre sonra bir şekilde sona ereceği hesaba katılmadı. 90’lı yılların sonuna doğru dünyaya gelenler artık oy kullanma çağındalar. Bu jenerasyona ait gençler, dedeleri gibi veya babaları gibi düşünmüyorlar. Birçoğu eğitim görüyor ve neyin ne olduğunun farkında. Dedeleri gibi biraz para biriktirip Türkiye’ye göç etme derdinde değiller. Bu gençleri dedeleri gibi veya babaları gibi kandırmak veyahut kafalamak öyle kolay iş değil.
Daha önceki yazılarda da belirttim. Şayet bu gençler için bir şeyler yapılmazsa, şimdiki seçilmiş arkadaşlarımızın birçoğu gelecekte seçilemezler. Bu seçilmiş arkadaşlarımız zaten Belçikalılardan oy alamıyorlar.
Bizden uyarması. Koltuklarında oturarak toz pembe hayaller görenler artık ya gerçekleri görüp bu toplumun sorunlarıyla ciddi bir şekilde ilgilenirler ya da gün gelir o koltuklardan alaşağı olurlar. Bu şekilde de o toz pembe rüyalı son bulur.
Cafer Yıldırımer
Emir Kir et le HDP
Autre photo circulant beaucoup sur les réseaux sociaux : Zuhal Demir (NVA)
Emir Kir et Erdogan
subsides aux associations kurdes
RépondreSupprimerCBAI - Atlas de la cohésion sociale à Bruxelles — Institut Kurde de Bruxelles
Notre ASBL vise principalement à favoriser l’intégration d’un public immigré mixte et principalement réfugié. Les actions que nous développons permettent de donner un maximum d’outils aux personnes fréquentant notre institut, de s’orienter personnellement, socialement et culturellement. De plus, de par leur portée à long terme, elles favorisent leur participation et leur prise de responsabilité dans une société qui est nouvelle pour eux.
COCOF en 2013 : http://www.etaamb.be/fr/arrete-de-la-commission-communautaire-francaise-du-05-_n2014031187.html
COCOF en 2002 (200.000 francs) : http://www.pfb.irisnet.be/documents/bulletin-des-questions-et-des-reponses-du-30-juin-2002/document
http://www.ejustice.just.fgov.be/cgi_loi/loi_a1.pl?sql=(text%20contains%20(%27%27))&language=fr&rech=1&tri=dd%20AS%20RANK&value=&table_name=loi&F=&cn=2011090810&caller=image_a1&fromtab=loi&la=F